Erol Özvar: Bilim adanmışlık ister

Prof. Dr. Erol Özvar 2022-09-08

Erol Özvar: Bilim adanmışlık ister

BİLİM PAHALI BİR İŞTİR
Akademisyenleri yaptığı projelerden ötürü takdir ediyoruz. Takdir ettiğimiz zaman bunun bir karşılığı olmalı. Önümüzdeki hedeflere ulaşabilmemiz için bizim hocaları daha çok takdir edebilmemiz lazım. Yani sadece alkışla değil başka şekilde de destek gerekiyor. Ödül çok önemli bu konularda. Çalışan hocalarımıza gereken desteği sağlayabilirsek Türk üniversitelerinin dünyada önemli sıralara çıkacağına inanıyorum. Kalite endişesi bizim iklimimize düştü. Bu üniversitelerin önünü açacaktır. Ar-Ge ve araştırmaya daha fazla mesai harcayan üniversitelerin kamudan aldığı payların ciddi şekilde artırılması gerektiğine inanıyorum. Çünkü bilim yapmak lüks bir iş. İnsanın işsiz kaldığında ilgileneceği bir meşgale değil lisans üstü çalışmalar. Tam aksine mesaisini, sermayesini, vaktini çalan bir meşgaledir. Yani özetle pahalı bir iş. O yüzden adanmışlık olduğu kadar gerekli finansal kaynaklar olmalı. Ama son 20 senede hayalini kuramayacağımız desteklere ulaştık. 

POZİTİF AYRIMCILIK YAPMAK ZORUNDAYIZ
Dünya üniversiteler sıralamasında bütün alanlarda en iyi olmak isterim. Bunu herkes ister ancak mümkün olmadığını da tüm rektörler bilir. Her Üniversite rekabetçi üstünlüğe sahip alanlarını çok iyi bilmeli. Biz nerelerde rekabet edebileceğimizi biliyoruz. Bu alanlara çok ciddi destek ve yatırım uyguluyoruz. Hatta buralara pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Bazen bu yönetmelikle çatışabiliyor ancak bunu yapmak zorundayız. Çalışanla çalışmayanı, üretenle üretmeyeni ayırmayan bir sistem sadece başarılı olanları cezalandıran bir sistemdir. Yaklaşık 40 civarı ana ve alt alan araştırma sahasında Marmara Üniversitesi’nin dünya ile rekabet edebilir olduğunu görüyoruz. Mesela romatoloji. Tıp Fakültesindeki arkadaşlar bu alanlarda dünya çapında yayınlar yapabiliyor. Karaciğer yağlanması konusunda en önemli çalışmalar da buradan çıkıyor. Marmara Üniversitesi’nin Türkiye ve dünyada hekimlik ile mühendisliğin kesiştiği alanlarda rekabetçi olabileceğini gördük, ardından oralara yatırım yapmaya başladık. Tıbbi cihazlar, tekstil, çevre gibi birçok alanı örnek olarak verebiliriz. Üniversiteler olarak mutlaka farklılaşmaya gitmek zorundayız. Farklılaşmadıkça üniversitelerin üretime dayalı performansı ortaya çıkmaz.

 

HAYALİM ARAŞTIRMA ÜNİVERSİTESİ
Türkiye’de 10 tane üniversite araştırma üniversitesi olarak kabul edildi. Marmara Üniversitesi de bunlardan biri olmayı misyon bellemiş bir kurum. En büyük hayalimiz bu. Biz bir kamu üniversitesinin başarı hikayesi olacağına inanıyoruz. Üç sene önce yenilikçi ve girişimci üniversite endeksine giremeyen ilk 50’de olmayan Marmara Üniversitesi şimdi devlet üniversiteleri arasında 21’inci sırada. Bilimsel anlamda hayalini kurduğum yapmak istediğim birçok şey var. Bunlardan bir tanesi de rektörü olduğum üniversiteyi bir araştırma üniversitesi yapmak.

BAZI ÜNİVERSİTELER YARIŞI KAYBEDECEK
Üniversitenin kendine mahsus istikamet belirleyebilmesi için üniversitenin ürettiği araştırma geliştirmeye ait sosyal sorumluluk projelerine ve Eğitim öğretime ait bütün verilere hâkim olması lazım. Bu verilere hâkim olmadan bir üniversiteye vizyon biçemezsiniz. Bu yüzden benim bir planım da Marmara Üniversitesine ait büyük bir data inşa etmek. Çünkü büyük data inşa edemeyen üniversiteler yarıştan düşecekler, yarışı kaybedecekler.

Anahtar Kelimeler :

Paylaş


Yorum Sayısı : 0